OLMAZSA OLMAZ“YARGILAMADA duruşma etkin ve çelişmeli görüşlerle ilerleyen, titrek adımlarla yürütülen,olmazsa olmaz ilkelerle kotarılan bir dolaysız aynadır. Duruşma aşamasının temel ilkeleri uygulanmadığı takdirde adlî yanılgılar kaçınılmazdır.”HUKUKA AYKIRI“ÇELİŞME, diyalektik, kamuya açıklık, sözlülük, meramı anlatma, kanıtları özgürce değerlendirme ilkelerinin bütünüyle âdil yargılanma ilkesinin gerçekleşmediği bir duruşma sonucu verilen her karar hukuka aykırıdır, sakattır.”***Adil yargılama yoksa adalet de olmazEski Yargıtay Birinci Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk, “Adil yargılanma ilkesinin gerçekleşmediği bir duruşma sonucu verilen her karar, hukuka aykırıdır, sakattır” dedi.Eski Yargıtay Birinci Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na YSK üyelerine hakaret davasında verilen 2 yıl hapis ve ‘siyasi yasak’ kararı üzerinden değerlendirmede bulundu.Karar’da “Bilinçsizlikler yarışı ve tartışılan mahkeme kararının yarattığı fırsat” başlıklı bir yazı kaleme alan Selçuk, “Unutmayalım. Adli yanılgılar, “Dreyfus” davaları, her ülkede yaşanmıştır. Bu yüzden yargılamada, özellikle kovuşturma evresinin en önemli aşaması olan “duruşma”da bunu önlemek için ödün verilmesi olanaksız ilkeler benimsenmiştir. Gerçekten “duruşma aşaması;” etkin ve çelişmeli görüşlerle ilerleyen, titrek adımlarla yürütülen, kendine özgü olmazsa olmaz ilkelerle kotarılan bir dolaysız aynadır. Bu dolaysız aynada duruşma aşamasının bütün temel ilkeleri ödünsüz uygulanmadığı takdirde adli yanılgılardan kaçınmak olanaksızdır. Adil yargılama ilkesiUnutulmamalıdır ki, birçok ilkenin yanı sıra özellikle “yargıçların kanıtlarla doğrudan iletişim kurma ilkesi”nin, yaygın deyişle “doğrudanlık ilkesi”nin, bunu tamamlayan yüze karşılık, çelişme, diyalektik, kamuya açıklık, sözlülük, meramı anlatma, kanıtları özgürce değerlendirme ilkelerinin bütünüyle “adil yargılanma ilkesi”nin gerçekleşmediği bir duruşma sonucu verilen her karar, hukuka aykırıdır, sakattır. Çünkü adli yanılgıyı kaçınılmaz kılan bir çarpıklığın ürünüdür” dedi.Hüküm kuran yargıç asla değiştirilemez“Karar yargıcı, görmediği, dinlemediği, duymadığı, dokunmadığı, koklamadığı, tatmadığı bir kanıtı, sözgelimi, bir tanığı ve söylediklerinin doğruluğunu hukukunu aldığımız ülkelerde asla değerlendiremez” diyen Selçuk şöyle devam etti: “Bu yüzdendir ki, duruşma yapan ve bu duruşmaya göre hüküm kuran yargıç, asla değişmez, değiştirilemez. Çünkü kanıtlarla doğrudan ilişkiye geçen yargıç, ancak duruşma, keşif vb. işlemleri yapan yargıçtır. Yalnızca o yargıç, kurulacak hükmün yargıcı olabilir; duruşmaya katılmamış bir başka yargıç ise, asla hükmün yargıcı olamaz ve hüküm kuramaz. Bütün yargılama yasalarında “yedek yargıç” kurumu, bunun için yer almıştır. Dolayısıyla kanıtlarla doğrudan iletişim kurma ilkesine göre kotarılan ve duruşmadan edinilen vicdani kanı, konuşmayan, kekelemeyen, yüzü kızarmayan ölü dava dosyası ve tutanakları okunarak, incelenerek başka bir yargıca asla aktarılamaz, tutanaklarla ciro edilemez. Eğer edilirse, hiçbir zaman sağlıklı bir yargı, hüküm kurulamaz. Kurulabilseydi, kör ya da sağır bir yargıç da duruşma yargıcı olabilirdi. Ama olamaz. Nedeni de “kanıtlarla doğrudan iletişim kurma ilkesi”ni yaşama geçirme açısından böyle bir yargıcın yetersiz olmasıdır. Ancak dosya üzerinde inceleme yapabildiği için kör ya da sağır bir yargıç, elbette Yargıtay üyesi olabilir.”Haber MerkeziYeniasya
Gündem
21 Aralık 2022 - 14:41
Güncelleme: 21 Aralık 2022 - 20:20
Adil yargılama yoksa adalet de olmaz
YARGITAY ESKİ BAŞKANI SAMİ SELÇUK: DEVAM EDEN DAVALARDA HâKİM DEĞİŞTİRİLEMEZ.
Gündem
21 Aralık 2022 - 14:41
Güncelleme: 21 Aralık 2022 - 20:20
Bu haber 399 defa okunmuştur.
İlginizi Çekebilir