Bugün

Kutsal Emanetler

23 Aralık 2022 - 11:24

Milletimiz, asırlardır Peygamberimiz Hz. Muhammed'e (s.a.v.) derin bir muhabbet beslemiş, ona duyulan aşk büyük bir sevgi atmosferi oluşturmuştur. Öyle ki, bu sevgi onun şahsıyla sınırlı kalmamış, onun yakınlarına, yaşadığı yerlere ve kullandığı eşyalara kadar bu sevgi geniş tutulmuştur. Ecdadımız Osmanlı, Yavuz Sultan Selim'in Mısır'ı fethi ile de buradaki mukaddes emanetleri İstanbul'a getirmiş ve korumuştur. Bugün Topkapı Sarayı Hırka-i Saadet Dairesi'nde muhafaza edilen emanetlerden bazıları

Hz. Peygamber'in eşyası, vefatından sonra dört halife ve ashab tarafından teberruken muhafaza edilmiş, sonra Emevî ve Abbasî ileri gelenleri, Hz. Peygamberden, dört halifeden ve diğer İslam büyüklerinden kalan hatıraları büyük bir özenle korumuşlardır. İşte Hz. Peygamber'in aziz hatırası olarak korunan bu eşyalara Mukaddes emanetler (Emanat-ı Mukaddese) denmiş ve bunların manevî değerinin çok büyük olduğuna inanıla gelmiştir. Yavuz Sultan Selim, 1517'de Mısır'ı fethederek halifeliğini devraldığından Mukaddes emanetler de Osmanlı Devletine intikal etmiştir. Mukaddes emanetlerin büyük bir kısmı, hilafeti Yavuz Sultan Selim'e devreden 3. Mütevekkil ile Kahire'ye kadar gelerek Mekke ve Medine'nin anahtarını teslim eden Mekke şerifi Ebû'l-Berekat'ın oğlu emir Ebû Numey tarafından getirilmiştir. Mukaddes emanetlerin İstanbul'a getirilişi, yalnızca Yavuz Selim devriyle (1512–1520) sınırlı kalmamış, bu çok değerli koleksiyona daha sonraki asırlarda çeşitli vesile ve vasıtalarla birçok yeni eser kazandırılmıştır. Günümüze kadar da büyük bir titizlikle korunan bu eserler, bugün Topkapı Sarayı'nda, Hırka-i Saadet Dairesi'nde muhafaza edilmektedir. Birçokları için sanat değeri yüksek gümüş ve altın işlemeli özel muhafazalar yapılmıştır. Mukaddes emanetlerden bazıları şunlardır:

HIRKA-İ SAADET

İstanbul'da iki adet Hırka-i Şerifin varlığı bilinmektedir.1. Hz. Peygamber'in ashabından şair Ka'b b. Züheyr'e hediye ettiği, 124 cm. boyunda geniş kollu, siyah yünlü kumaştan dikilmiş krem renginde yün astarlı bir hırkadır. Hırka bugün Topkapı Sarayı'nda sergilenmektedir.Hırka, Sultan Abdülaziz tarafından yaptırılan iç içe iki altın sandıkta altın sırmalı yedi ipek kadife kumaştan oluşan bohçalara sarılı olarak korunmaktadır. Zamanla yer yer harap olmuş bulunan hırkanın sağ ön tarafında 0.23x0.30 cm ebadında bir parça ile sağ kolunda eksik bir kısım vardır. Hırka, 630 yılında Hz. Peygamber'in huzurunda, ensar ve muhacirlerden oluşan topluluk önünde İslam'ı kabul eden Ka'b b.Züheyr'e orada okuduğu kaside dolayısıyla bizzat Hz. Peygamber tarafından giydirilmek suretiyle hediye edilmiştir. Bu sebeple, şairin bu kasidesi daha sonra İslam literatüründe “Kasîdetü'l Bürde” adıyla meşhur olmuştur.

Efendimizin Mubarek hırka'sının (Hirka-i Şerif) saklı olduğu altın sandık

Muaviye, hırkayı 10.000 dirhem gümüş karşılığında satın almak istemişse de Ka'b buna razı olmamıştır. Ka'b'ın vefatından sonra da Muaviye tarafından Ka'b'ın varislerinden 20.000 dirhem karşılığında satın alınan hırka, Emeviler ve Abbasiler zamanında halifelerce korunmuş ve önemli törenlerde giyilmiştir. Efendimizin Mubarek hırkasının (Hirka-i Şerif) saklı olduğu altın sandık Hz. Peygamber'in Yemenli Veysel-Karanî'ye verilmesini vasiyet ettiği söylenen diğer bir hırka ise 1617 tarihinde Üveysi sülalesinden Şükrullah Efendi tarafından İstanbul'a getirilen Hırka-i Şerif'tir. Söz konusu hırka uzun süre kendilerine "hırka-i şerif şeyhleri" adı verilen bu ailenin elinde muhafaza edilmiştir. Bugün bu hırka, İstanbul Fatih'te Sultan Abdülmecid tarafından 1851 yılında yaptırılan Hırka-i Şerif Camii'nde muhafaza edilmekte, her yıl Ramazan'ın 15'inden sonra da burada ziyarete açılmakta ve binlerce kişi tarafından heyecanla ziyaret edilmektedir.

Bu fotoğraf 315 defa görüntülenmiştir..