BİRİNCİ CÜZ
Kur’ân nedir, tarifi nasıldır?
Elcevap: On Dokuzuncu Söz’de beyan edildiği ve sair Sözlerde ispat edildiği gibi Kur’ân;
- şu kitab-ı kebîr-i kâinatın bir tercüme-i ezeliyesi;
- ve âyât-ı tekvîniyeyi okuyan mütenevvi dillerinin tercüman-ı ebedîsi;
- ve şu âlem-i gayb ve şehadet kitabının müfessiri;
- ve zeminde ve gökte gizli esma-i İlâhiyenin manevî hazinelerinin keşşafı;
- ve sutûr-u hâdisatın altında muzmer hakaikın miftahı;
- ve âlem-i şehadette âlem-i gaybın lisanı;
- ve şu âlem-i şehadet perdesi arkasında olan âlem-i gayb cihetinden gelen iltifatat-ı ebediye-i Rahmaniye ve hitabat-ı ezeliye-i Sübhaniyenin hazinesi;
- ve şu İslâmiyet âlem-i manevîsinin güneşi, temeli, hendesesi;
- ve avâlim-i uhreviyenin mukaddes haritası;
- ve zat ve sıfât ve esma ve şuun-u İlâhiyenin kavl-i şârihi, tefsir-i vâzıhı, bürhan-ı kàtıı, tercüman-ı sâtıı;
- ve şu âlem-i insaniyetin mürebbîsi;
- ve insaniyet-i kübra olan İslâmiyet’in mâ ve ziyası;
- ve nev-i beşerin hikmet-i hakikiyesi;
- ve insaniyeti saadete sevk eden hakikî mürşidi ve hâdîsi;
- ve insana hem bir kitab-ı şeriat, hem bir kitab-ı dua, hem bir kitab-ı hikmet, hem bir kitab-ı ubudiyet, hem bir kitab-ı emir ve davet, hem bir kitab-ı zikir, hem bir kitab-ı fikir, hem bütün insanın bütün hâcât-ı maneviyesine merci olacak çok kitapları tazammun eden tek, câmi’ bir kitab-ı mukaddestir.
- Hem bütün evliya ve sıddıkîn ve urefa ve muhakkikînin muhtelif meşreplerine ve ayrı ayrı mesleklerine, her birindeki meşrebin mezakına lâyık ve o meşrebi tenvir edecek ve her bir mesleğin mesakına muvafık ve onu tasvir edecek birer risale ibraz eden mukaddes bir kütüphane hükmünde bir kitab-ı semavîdir.
Sözler, s. 409
LÛGATÇE:
avâlim-i uhreviye: ahiret âlemleri.
âyât-ı tekvîniye: kâinatta Allah’ın varlığına işaret eden deliller.
bürhan-ı kàtı: kesin delil.
hâdî: hidayet veren, doğru yola ulaştıran.
hendese: geometri; bir şeyi sınırlayan, kuşatan şekil, ölçü.
kavl-i şârih: açıklayıcı söz.
kitab-ı kebîr-i kâinat: büyük kâinat kitabı.
mesak: ileri sürdüğü, sevk ettiği hedef.
mezak: zevk.
miftah: anahtar.
muzmer: gizli, örtülü.
sutûr-u hâdisat: mana ifade eden yazılı satırlara benzeyen olaylar.
tercüman-ı ebedî: ebedî tercüman, varlıkların ne manaya geldiğini anlatan ve hükmü sonsuza kadar devam eden Kur’ân-ı Kerîm.
tercüman-ı sâtı’: parlak tercüman.
tercüme-i ezeliye: Allah’ın kelâmı olan ve bütün varlıkların mana, mahiyet ve vazifelerini açıklayan, mevcudatın tercümesi hükmündeki Kur’ân-ı Kerîm.