(Dünden devam)
Mehmed Kayalar’ın Müdafaasından:
Risale-i Nur, tahkikî iman dersleri verir, şâkirdlerini her türlü fenalıktan alıkoyar, kalplere doğruluk aşılar. Onu hakkıyla anlayan, artık fenalık yapamaz. Onun içindir ki bugün memleketin her tarafındaki Risale-i Nur Talebeleri asayişin manevî muhafızı hükmündedirler. Şimdiye kadar hiçbir hakikî Nur Talebesinde asayişe münafi bir hareket görülmemiş, âdeta Nur Talebeleri zabıtanın manevî yardımcısı olmuşlardır. Risale-i Nur Talebelerinin rıza-i İlâhîden başka, a’mâl-i uhreviyeye müteveccih olmaktan gayri düşünceleri yoktur. Şu halde, Risale-i Nur’a garazkâr tertipler hazırlayanlar, perde arkasındaki malûm din düşmanlarından başka kimse değildir.
Yukarıdaki maruzatımızda birçok mahkemelerin beraet kararlarının mevcudiyetini arz etmiştim. Elde edebildiğim tarih ve numaralarını beyan ederek, o âdil ve yüksek mahkemelere milyonlar Nur Şakirdleri namına minnettarlığmızı bildirmek isterim. Umum risalelerin beraet ve iadesi hakkında Denizli Ağır Ceza Mahkemesinin 15 Haziran 1944 tarihli beraet kararıyla İstanbul Eminönü Ağır Ceza Mahkemesinin 1953 tarih ve 1951/137 esas ve 27/952 kararıyla –ki, geçen celsede Sebilürreşad gazetesinin takdim ettiğim nüshasında bildirilen beraet kararıdır– ayrıca mahkeme-i âlînize suret-i mahsusada arz ve takdim ettiğim Asâ-yı Mûsa dâhil umum Risale-i Nur Külliyatının Mersin Ağır Ceza Mahkemesinin 17/1954 esas, 421/954 karar ve 9/4/954 tarihli beraet kararının mevcudiyetleri, mahkemelerin temininde olarak hiçbir elin Risale-i Nur’a ilişmemesini tazammun ettiği halde mestur düşmanların hainâne faaliyetleriyle bu sefer de tahsisen Asâ-yı Mûsa kasdedilerek âdil ve yüksek mahkemeye gelmiş bulunuyoruz.
Risale-i Nur, iman-ı billâh ile tevhidi en yüksek derecede, aynelyakîn ve hakkalyakîn bir surette göze gösterip bütün letaifi a’zamî derecede doyurmasıyla imanı taklitten kurtarıp, derece-i tahkike yükseltir. Asâ-yı Mûsa’da ise, bu ulvî ve kudsî iman dersi en parlak bir surette, hem görülmemiş ihtişamla ispat edildiğinden, yüz otuz cilde yaklaşan Risale-i Nur tefsirinin âdeta hülâsası hükmündedir.
İşaratü’l-İ’caz, s. 320
LÛGATÇE:
a’mâl-i uhreviye: ahirete ait iş, hareket ve ibadetler.
aynelyakîn: gözle görür derecede bilme.
hakkalyakîn: hakikatiyle bilme, derûnî hikmet,
ilim ve marifetini bilme.
iman-ı billâh: Allah’a iman.
letaif: latifeler, hisler, duygular.
mestur: örtülü, gizli.
münâfi: zıt, aykırı.
şakird: talebe.
tahkikî iman: araştırma ve incelemeye dayalı,
inandığı şeylerin aslını, esasını bilerek inanma.