MALDA VE RIZIKTA HİLELER İLE SÛ-İ İSTİMALLER...
(Dünden devam)
Birinci Nokta: Nimet ve rahmet-i İlâhiyenin fiyatı, şükürdür. Biz, şükrü hakkıyla vermedik. Evet, rahmetin fiyatını şükürle vermediğimiz gibi, zulmümüzle, isyanımızla gadabı celbediyoruz. Şimdi zemin yüzünde zulüm ve tahribat, küfür ve isyanla, nev-i beşer, tam tokada kendini müstehak etti ve dehşetli tokatlar yedi. Elbette bir parça hissemiz de olacak.
• İkinci Nokta: Hadiste var ki, hatta “Deniz dibindeki balıklar dahi günahkâr ve zalimlerden şekva ediyorlar ki, onların yüzünden yağmur kesilir, hatta ‘Bizim nafakamız azalır’ derler.” Evet bu zamanlarda öyle günahlar, zulümler oluyor ki, rahmet istemeye yüzümüz kalmıyor; masum hayvanlar da azap çekerler.
• Üçüncü Nokta: Ayette vardır: “Öyle musibetten kaçınız ki; geldiği vakit zalimlere mahsus kalmaz, masumlar ve mazlumlar da içinde yanar.” Çünkü musibet-i ammeden masumlar harika bir tarzda yangın içinde selâmette kalsalar, hikmet-i diniye bozulur. Çünkü din bir imtihan, bir tecrübedir. O vakit, Ebu Cehil gibi fenalar, aynen Ebu Bekir-i Sıddık (radiyallahü anh) gibi tasdik ederler. Onun için musibet-i ammede masumlar da belâ çekerler.
• Dördüncü Nokta: Şimdi, malda ve rızıkta hilelerle, sû-i istimalle, rüşvetle çok haram karıştığı ve ekinciler kendi malına hakkıyla sahip olmadığı ve on adamdan iki üçü tam rahmete müstehak ise, ekincilerin malından istifade edenlerden beş altısı ya zulüm ile haram karıştırmakla, ya şükürsüzlükle rahmete istihkakını kaybediyor.
(Devamı var)
Emirdağ Lahikası, s. 61
LÛGATÇE:
gadap: gazap, celâl eseri; Allah tarafından hak etmiş olduğu için kula verilen musibet, belâ.
hikmet-i diniye: dinin hikmeti, sırrı.
küfür: inkâr, imansızlık, dinsizlik.
musibet-i amme: umûmî musibet, genel olan, herkesi etkileyen belâ, afet vs.
nev-i beşer: insanoğlu, insanlık.
şekva etmek: şikâyet etmek.